İbraname

Bu Sayfayı Paylaş

YAZARLAR

Av. Orhan MERCAN

Av. Orhan MERCAN

Avukat

İBRANAME

İbraname, iş hukukunda çoğunlukla işverenin işçiye karşı herhangi bir borcu kalmadığını göstermek için kullanılmaktadır. Esasında ibra borçlunun alacaklı beyanıyla borçtan kurtulmasıdır. İbra ile borç sona ermiş olur. İbraname Türk Borçlar Kanunu madde 420’de düzenlenmektedir. İlgili maddede ibranın şartları, ne şekilde ödeneceği, kanuna aykırılık halinin sonucu ve sair hususlar düzenlenmiştir.

  1. İBRANAMENİN GEÇERLİLİK ŞARTLARI

 

  • İşçinin iş akdinden doğmuş alacakları bakımından işverenini ibra ettiği sözleşmelerin mutlaka yazılı olması gerekir.
  • İbranamede yer alan tarih ile iş sözleşmesinin sona erdiği tarih arasında en az bir aylık sürenin bulunması gerekir. İş sözleşmesinin sonlanmadığı dönemde yapılan ibra sözleşmeleri geçerli kabul edilmemektedir. Tarihin önem arz ettiği husus aslında işçinin iradesinin, işveren tarafından etkilenip etkilenilmediğidir. İbranamenin, yukarıda belirtilen tarihten önceki bir tarih taşıması durumunda karine olarak işçinin iradesinin sakatlandığı kabul edilir. İşçiye ibra için makul sürenin verilmesi gerekmektedir. Bu şartın sağlanmaması durumunda geçerli bir ibranameden bahsedilemeyecektir.
  • İlgili ibranamede alacakların nevileri ve ne miktarda ibra edildiği açık bir şekilde belirtilmelidir. Alacakların açık bir şekilde gösterilmeden “sair alacaklar” şeklinde bir kayıt geçerli kabul edilemez. Keza yalnızca “kıdem tazminatı” yazmak suretiyle ibranameye kayıt düşülmesi de geçerli kabul edilmez. Alacağın miktarı ve ne tür alacak olduğu açıkça belirtilmelidir.
  • İbranamede yer alan alacak kalemlerine ilişkin ödemelerin banka aracılığıyla yapılması esastır. Bu şart da kanundan kaynaklanmaktadır. Ayrıca ödemeler eksiksiz yapılması gerekir. Kısmi ödemelerin yapıldığından bahisle ibranamede yer alan alacakları yerine getireceği kanısına varılamaz.

 

  1. ŞARTLARI BARINDIRMAYAN İBRANAMELERİN DURUMU

Yukarıda yazılı şartları barındırmayan ibranameler geçersiz kabul edilir. Fakat belge gerçek tutarı barındırmıyorsa makbuz hükmünde yapıldığı kabul edilir. Bu durumda yine yargılamada ispat aracı olarak kullanılabilir fakat işvereni iş sözleşmesinden doğan borçları bakımından tamamen kurtarmaz. Makbuz olarak kabul edilebilmesi için yine ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması şarttır.

Banka aracılığıyla yapılmış ve fakat gerçek tutarı yansıtmadığı için makbuz olarak nitelendirilen bu belgelerde yazan tutarlar mahkemece kabul görülürse asıl borçtan mahsup edilir.