Yakalama ve Gözaltı

Bu Sayfayı Paylaş

YAZARLAR

Av. Orhan MERCAN

Av. Orhan MERCAN

Avukat

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’un Koruma Tedbirleri başlıklı dördüncü kısmın birinci bölümünde Yakalama ve Gözaltı tedbirlerine yer verilmiştir. Yakalama ve Gözaltı tedbirleri aslında birlikte uygulanmakla maddi gerçeği ortaya çıkarabilecek, iç içe geçmiş iki tedbirdir. CMK madde 90 ilk olarak “Yakalama ve Yakalanan Kişi Hakkında Yapılacak İşlemleri” düzenlemektedir. Sırasıyla yakalama ve türleri, tedbir kararını vermeye yetkili merci, yakalanan kişinin hakları, yakalamanın sona ermesi sürecini inceleyeceğiz.

  • Koruma Tedbirlerinden “YAKALAMA ve GÖZALTI”
    • Genel Olarak: Yakalama(m.90) ve gözaltı kararı(m.91) ile şüpheli veya sanığın kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı geçici olarak kısıtlanır. Elbette bu kısıtlamanın genel koruma tedbirleri şartlarına uygun olması önceliklidir. Bu şartlardan kısaca bahsetmek gerekmektedir:

 

Koruma tedbirleri araçtır: Tedbir mahiyeti gereği bir amaç değil; maddi gerçeğin ortaya çıkartılması sürecinde bir araçtır.

Koruma tedbirleri geçicidir.

Koruma tedbirleri kanuni dayanağa sahip olmalıdır: Bu özellik, temelini Anayasa madde 13’ten alır. Maddeye göre “Temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.”. Kanuni düzenlemenin belirsizliğe yol açmayacak ölçüde anlaşılabilir olması kanunilik ilkesinin bir yansıması olacaktır.

Görünüşte haklılık: Şüpheli veya sanık hakkındaki suç şüphesi henüz hukuki kesinlik kazanmamıştır. Hukuki kesinlik ancak hüküm ile birlikte açıklığa kavuşacaktır.

-Gecikemezlik: Koruma tedbirleri genel olarak gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda başvurulan bir müessesedir. Dolayısıyla henüz muhakeme süreci devam ederken karar verilmesi gerekir.

-Ölçülülük: Koruma tedbiri neticesinde kısıtlanacak hak ile bu tedbir sayesinde ulaşılacak amaç arasında makul dengenin sağlanması gerekir. Aksi durumda temel hak ve hürriyetlere ölçüsüz müdahale gündeme gelebilecektir. Ayrıca ölçülülük irdelemesi yapılırken yapılan müdahalenin etkisi ve süresi de göz önünde bulundurulmalıdır. Nitekim aynı amaca, hakka müdahalenin daha hafif olduğu, farklı bir tedbirle ulaşabilmek mümkünse ölçülülük ilkesinin ihlalinden bahsedilebilecektir.

 

Yakalama tedbiri yalnızca şüpheli veya sanığa karşı gerçekleştirilebilir ve gerçekleştirilmesi ile birlikte son bulur. Yakalama tedbiri için azami bir süre gerekmez. Yakalama sonrası evrede ise gündeme gözaltı tedbiri gelmektedir. Yazının ilk kısmında “Yakalama” tedbirini ele alınacaktır.

1.2 YAKALAMA

Yakalama ile birlikte şüpheli veya sanığın hareket özgürlüğü kısıtlanır, kişinin gözaltına alınıp alınamayacağı hakkında karar verilene değin denetim altında tutulur. Yakalama esasen herkes tarafından yapılan yakalama ve kolluk kuvvetlerince yapılacak yakalama olarak ikiye ayrılır.

1.2.1 Herkes tarafından yapılabilecek yakalama: Bu tür yakalama kanunda sayılan üç şekilde gündeme gelebilir.

-Kişiye suçu işlerken rastlanılması (m.90/1-a)

-Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya

-Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin hemen kimliğinin belirlenemeyecek olması (m.90/1-b)

Herkes tarafından yapılabilecek yakalamalar kolluk tarafından da yerine getirilebilir. Yakalama yapıldıktan hemen sonra yakalanan kişi soruşturma makamlarına teslim edilmelidir.

1.2.2 Sadece kolluk görevlilerince yapılabilecek yakalamalar: “…(2) Kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptirler.” (m.90/2). Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısına veya kolluk amirine derhal başvurma olanağı mevcut değilse kolluk görevlileri yakalama yetkisini haizdir.

 

NOT: Yakalama tedbiri, ulaşılmak istenen amaca, orantılılık ilkesine uygun bir şekilde hizmet etmelidir. Koruma tedbirleri niteliği gereği bünyesinde zor kullanma yetkisi barındırır. Nitekim kolluk yakaladığı kişinin kaçmasını yahut bu kişinin bir şekilde zarar vermesini önleyecek tedbirleri almakla yükümlüdür.

 

1.2.3 Yakalama Emri ve Nedenleri (m. 98)

Yakalama nedenlerini soruşturma ve kovuşturma evresi olarak ayırabiliriz.

Soruşturma evresinde çağrılmasına rağmen gelmeyen veya kendisine çağrı yapılamayan(örneğin kaçak ise) şüpheli hakkında Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimince yakalama emri düzenlenebilir. Ayrıca soruşturma evresinde itiraz merci tarafından da yakalama emri düzenlenebilmektedir.

Kovuşturma evresinde ise kaçak sanık hakkında Cumhuriyet savcısının talebi olmaksızın mahkemece re’sen yakalama emri düzenlenebilir. Ayrıca bu evrede de Cumhuriyet savcısının talebi ve hâkim kararı ile birlikte yakalama emri verilebilir.

 

1.2.4 Yakalama Yapıldıktan Sonraki Evre – Yakalananın Hakları

Bizzat kolluk tarafından yapılan veya herkes tarafından yapılabilen ve sonrasında kolluğa teslim edilen kişiye kanuni hakları belirtilir. Bu bildirim kolluk tarafından yerine getirilir. Yakalanan kişinin hakları yazılı, yazılı bildirimin mümkün olmadığı takdirde sözlü olarak derhal bildirilmesi gerekir (PVSK m.13/3).

Yakalanan kişiye kelepçe takılmaması kuraldır. CMK m.93’e göre “Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hâllerinde kelepçe takılabilir.” Yakalanan kişinin çocuk olması durumunda kelepçe vb. aletler takılamaz.

Suç ayrımı gözetmeksizin yakalanan her kişi aşağıdaki haklara sahiptir:

  • Susma hakkı
  • Müdafi yardımından yararlanma hakkı
  • Yakalama nedenlerini öğrenme hakkı
  • Yakınlarına haber verme hakkı
  • Hakkındaki iddiaları öğrenme hakkı
  • Mahkeme önüne çıkarılma hakkı

İlgili haklar yakalanan kişiye derhal bildirilmelidir. Bildirim yakalanan kişinin anlayacağı dilde yapılmalıdır. Bu hakların gereği gibi yakalanan kişiye anlatıldığının tutanakta açıkça yer alması gerekir. (m.97)

 

  • GÖZALTI

Gözaltı kararı esasen yakalama işlemini takiben alınan bir tedbirdir. Yakalanan kişi hakkında belirli işlerin tamamlanabilmesi gerekir. Bu amaçla kişinin zararına bir durum oluşmayacak şekilde hareket kabiliyeti bir süre kısıtlanmaktadır. Bu kısıtlama serbest bırakılana yahut hakim önüne çıkartılana değin devam eder. Gözaltına alınan kimse nezarethanede tutulur.

  • Gözaltı Şartları ve Gözaltı Kararı Vermeye Yetkili Merci

Gözaltı kararı verilebilmesi için tedbirin soruşturma bakımından zorunlu olması ve suçun işlendiğine dair şüphenin somut delillere dayanması gerekir. Bu iki şartın bir arada olması halinde Cumhuriyet savcısının kararı ile gözaltı gerçekleştirilebilir.

  • Gözaltı Süresi

Gözaltı süresi iki farklı şekilde düzenlenmektedir.

Bireysel suçlar bakımından gözaltı süresi yakalama anından itibaren başlar ve yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz.(CMK m. 91) Böylelikle gözaltı süresi yakalamadan itibaren otuz altı saatin üzerine geçemez. Gözaltına dair verilen kararlar azami süreler içerir. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden mahrum bırakılamaz. (YİGY m.14)

Toplu suçlar bakımından gözaltı ise birtakım güçlükler sebebiyle üç gün daha uzayabilmektedir. Toplu suçlar CMK m.2/1-k’de “k) Toplu suç: Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suç” olarak tanımlanmıştır.toplu suçlarda gözaltı süresi her defasında birer gün olmak kaydıyla üç gün uzatılabilmekte ve böylece gözaltı süresi azami dört gün kabul edilmektedir. Uzatma kararı Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle gerçekleştirilebilecektir.

 

  • Gözaltı işlemlerinin Denetimi (CMK m.92, YİGY m.10)

Cumhuriyet başsavcıları veya görevlendirecekleri Cumhuriyet savcıları, adlî görevlerinin gereği olarak, gözaltına alınan kişilerin bulundurulacakları nezarethaneleri, varsa ifade alma odalarını, bu kişilerin durumlarını, gözaltına alınma neden ve sürelerini, gözaltına alınma ile ilgili tüm kayıt ve işlemleri denetler; sonucunu Nezarethaneye Alınanlar Defterine kaydederler. (CMK m.92)

Gözaltı birimine getirilen kişi hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) Nezarethaneye veya zorunlu hâllerde bu amaca tahsis edilen yerlere konulmadan önce usulünce aranır. Kadının üst veya vücudunun aranması, bir kadın görevli veya bu amaçla görevlendirilecek diğer bir kadın tarafından yapılır.

b) Kendisine zarar verebilecek kemer, kravat, ip, kesici ve delici alet gibi nesnelerden arındırılır.

c) Üzerinden çıkan eşya ve para muhafaza altına alınır. Paranın nev’i, seri numarası ve miktarı, eşyanın vasıfları ve markasını belirten bir tutanak düzenlenir ve bu tutanağın bir sureti üstü aranan kişiye verilir. (YİGY m.10)

 

Birbirlerinin hasmı olanlar, aynı suçla ilgisi olanlar, erkek ve kadınlar nezarethanede bir arada bulundurulmazlar.

  • Gözaltına İlişkin Kararın Denetimi

Cumhuriyet savcısının gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin emrine karşı sulh ceza hakimine başvurulabilir. Sulh ceza hakimi incelemeyi evrak üzerinden yapar, yirmi dört saat dolmadan başvuruyu sonuçlandırır.